Dijital dünyada baklava

Belki çoktan fark ettiniz, belki biraz daha zamanınız var ama eninde sonunda dijital fitness deliliği size de yaklaşacak, demedi demeyin. Geçen yaz geçirdiğim depresif yaz sonrası eylülde Paris’e dönüp spor yapmaya başladım. Hayatı boyunca spor yapmamış bir kadın olarak, entelektüel hayatıma yakıştıramadığım bilumum aksesuarı edindim, çok terledim, çok su içtim, aradan geçen aylardan sonra şunu söyleyebilirim: Ne üzüntü kaldı ne stres, spor yapın, endorfinle tanışın.

morning abs

Fakat hikaye burada bitmiyor,tam tersine yeni başlıyor. Dünya giderek dijitalize, biz ise giderek ‘connected’ oluyoruz: Bu konuda herkes hemfikir. İlginç olan şu: Fitness ve fiziksel aktivitelerin sağladığı memnuniyet uzun donemde kendini gösterirken, dijital deneyim datayı paylaşma anini bize şimdi yaşatıyor. Neden mi bahsediyorum? Acı içinde terler akıta akıta koşan bir Mahmut, onuncu km’de sanki ölmek üzere olan kendisi değilmiş gibi telefonundaki uygulamayla kaydettiği koşu parkurunu ve km’yi facebook’ta gururla afişe ederken, öyle bir gülümsüyor ki, ne acı kalıyor ne bir şey. Mahmut gururlu, aştı gitti kendini, Mahmut dijital, saati smart, ayakkabisi Nike. Mahmut mutlu ve birazdan vegan proteinli smoothiesini icecek.

Fitness dunyasi dijital platformda ya gurularıyla (Kayla Itsines, Shaun) ya da egzersiz tipine göre (crossfit, running…) kitleleri peşinde sürüklüyor, sosyolojik anlamda yeni bir din sanki. Multimedia icerikleri en onemli arac: Özellikle milyoner Kayla’nın sitesindeki öncesi/sonrası fotoğraflarına bakıp da ağzı açık kalmamış kadın tanımıyorum. Dijital fitness paylaşımlarının bilumum hashtag’leri bizi birbirinden klas spor kıyafetlerine, proteinli pancake tariflerine, karın kasları fotoğraflarına sürüklüyor ve olay burada da bitmiyor.

MyFitnessPal

Dijital deneyim, sporla beraber beslenme dünyasını da değiştiriyor. O kadar koştuktan sonra gidip döner pilav yemeyeceksiniz herhalde. Midenize girecek besinin kalorisini realtime söyleyen uygulamadan tutun (myfitnesspal), yediklerinizi kaydeden ve analizler gönderen site, connected tarti (ki bu yaziyi yazan sahisin odasinda var bir tane), connected saat (uyku kalitenizden tutun, günde attığınız adım sayısına kadar kaydeden)… Bütün bu ıvır zıvırın amacı: Hakkınızda somut bilgi toplamak, bu bilgiyi kaydetmek, takip etmek ve o verilerle ilgili gelişimi görmek. Ve kitleler gitgide bunun bağımlısı oluyor.

Peki neden? Bence şu yüzden: Hayat denen sürpriz yumurtanın içinde kendimizle ilgili kontrol edebildiğimizi edip düzeltebildiğimizi düzeltme ve bunu somut bir şekilde görme hazzı. Kimileri delilik diyor, dünya nereye gidiyor falan filan, ben öyle demiyorum. Profesyonel deformasyon belki, markaların dijital stratejilerle kitlelerin günlük hayatlarını değiştirmesine alışkınım, bunu adım adım takip etmek benim işim, komik olan, kendim de bu kitlenin bir bireyiyim, hem çemberin dışında, hem içinde, o hesap.

Kıssadan hisse, Mahmutlardan biri Karaköy’de vapurdan inip Güllüoğlu’nun içine girmeden düz devam ediyorsa, kendi karnındaki baklavalarla ilgili olduğu icindir, normaldir, don’t panic.

 

Görseller: Pinterest

4 thoughts

  1. Ben de bundan 3 sene önce fitbit’im ve myfitnesspal’imle doğduğum günden beri bir aradaymışım gibi bir hayat yaşamaya başladım. İhmal edince kendime sinir oluyorum. Hemen şimdi gidip şarj edip sarılacağım. Süper yazı, teşekkürler.

    Liked by 1 kişi

  2. evet, fuelband’i delist eden nike’ı dövmek istememizin sebebi de, up’ın yeni modelini söz verdiğinden bir sene geç çıkartan jawbone’a ağız dolusu sayrdırmamızın nedeni de işte tam da yukarıdaki sebepler ^_^

    Beğen

Yorum bırakın